Bu rota tabiri caizse içimde kalmış olan bir rotaydı. Kuga ile geçişi tamamlayamamıştık. Bu sefer hem yol daha iyiydi hem de Renegade Trailhawk çok daha başarılı olduğu için daha cesaretle yola çıktık. Çubuk gölündeki yel değirmenleri daha da köhne bir hal almış. Her geçen vakit onlardan bir şeyler alıyor ve biz de şahit oluyoruz. Yukarıya çıkan bir rota tespit etmiştik ancak girişin olduğu yerde tarım yapılmaya başlanmış. Başka bir yol bulmamız gerekiyordu. Bulduk da.
Çubuk gölünü geride bırakıp tırmanmaya devam ettik. Bir süre sonra ağaç sınırının üzerine çıktık. Etraf alabildiğine çimenlikti. Gerçekten yol olmayan bir alanda ilerledik. Sülüklügöl’ün olduğu istikamete doğru… Bazı tepelerin sonu uçurumla bittiği için geri dönüp başka yollar denedik. Sonunda Sülüklügöl’ün içinde olduğu çanağın kenarına ulaştık. Buradan aşağı inen yol çok dik ve dardı. Büyükçe ve çekişin çok az olduğu kaygan taşlardan oluşmuş bir zemini vardı. Arabanın kendisi kadar da bir genişliği… Yokuş iniş sistemini burada da kullandık. Çok başarılı olduğunu söylebilirim. Daha büyükçe bir kayaya bakmak için arabadan indikten sonra emniyet kemerimi tekrar takamadım. Kilitlendi. Anlaşılan belli bir eğimden daha dik bir yokuştaysanız bunu yapıyor. Kalan son kısmı kemersiz inmek zorunda kaldım.
Sülüklügöl’de güzel bir mola verdik. Tatmin edici bir gezi oldu.
Bir Cevap Yazın